Chanel
Efsanesi ve Hayatı
Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba,
Kendime vakit ayırdığım, dinlendiğim ve bol bol okuduğum süreden sonra yeniden yazılarıma kaldığım yerden devam ediyorum. İtiraf ediyorum ki; okuduğum kitapları paylaşma konusunda biraz yavaşım. Paylaşmak istediğim çokça kitap var, ama biraz tembelim. 🙂
Bu hafta size hayranlık duyduğum, hayatı hakkında çokça araştırma yapıp okuduğum ve kendi hayalleri peşinden gidip de sonuna kadar mücadele eden güçlü bir kadının kitabını paylaşmak istiyorum. Yazının başındaki kitabın fotoğrafından da gördüğünüz üzere “Coco Chanel” olarak bilinen Gabrielle Chanel’in hayatı… Coco Chanel ve kitap üzerine söyleyecek çok şeyim var ve öncelikle kendisinden ve sonra da kitaptan bahsetmek istiyorum.
Gabrielle Chanel
1910 yılında yarattığı “Chanel” markasıyla 112 yıl boyunca moda dünyasına yön veren ve günümüzde de isminden bahsettirmeye devam eden Gabrielle Chanel, 1883 yılında Fransa’da doğmuştur. Yarattığı markanın gücüne karşılık, çocukluğunda yaşadığı olaylardır bence kendisini Chanel yapan. Küçük yaşta Aubazine Manastırı’ndaki yetimhane ile tanıştı. Mutlu bir aile ortamında yetişen biri değil, çünkü annesini küçük yaşta kaybetmiş. Babası da Gabrielle ile birlikte diğer iki kızını yetimhaneye bırakıp gitmiş ve çocuklarına karşı sorumluluk hissetmeyen birisi. Yetimhanede büyüyen ve ilerleyen yaşlarda kendi çocukluğuna dair farklı hikâyeler anlatan nam-ı diğer Coco Chanel’in “Coco” ismini nereden aldığı bilinmemektedir.
Çocukluğuna dair anlattığı bu hikâyelerde babasını aslında hiç tanımayan ve ona özlem duyan küçük bir kız çocuğu da görüyorum ben, Chanel’in hayatında. Kendi içindeki tüm öfkesini, hayatın adaletsizliğini, kırgınlığını ve aslında kendisini ifade etmek için makasın gücünü kullanmış. Nasıl diyeceksiniz? Nasıl ki; Van Gogh, kendisini ifade etmek ve anlatabilmek için resim yapmayı seçmişse Gabrielle Chanel de kendini anlatabilmeyi dikişte bulmuş. Kendi yarattığı Chanel markasının arkasındaki bu güçlü kadını tanıdıkça hayranlığım daha da artıyor. Chanel markasının benim için özel olmasının ve bu markayı bu kadar çok sevmemin en birincil sebebidir, Coco Chanel. Bir diğer sebebi de Coco Chanel’in de benim gibi kitapları çok sevmesi… 🙂
“Kadın olmak” ve kadın olarak bir şeyler başarmak, günümüzde bile zor. 1900’lü yıllarda ise bu daha da zordu. O dönemde kabarık kıyafetler ve korseler içerisine kadınlar, kendini hapsetmişken Coco Chanel, başka bir dil yaratıyor. Şıklıktan ve kaliteden ödün vermeden sportif, gündelik ve kadınların kendini daha rahat hissettiği devrim niteliğinde bir stil yaratmak, siyahı moda dünyasına kazandırmak Coco Chanel’i “Chanel” yapan en büyük özellik. Erkeklerin iş hayatında söz sahibi olup kadınlara yer verilmediği o dönemlerde hemcinsleri bile Chanel’in yarattığı bu yeni stili eleştirip karşı gelirken nasıl bir savaş verdiğini anlamak, zor olmasa gerek. Markanın kurulduğu günden bu yana (2022 yılına göre) 112 yıl, Coco Chanel’in ölümünün üzerinden ise 51 yıl geçmesine rağmen hem markasının bu kadar başarılı olması, hem de adından hala daha söz ettirmesinin arkasında Chanel’in elinde makasla verdiği kavga ve mücadele vardır.
Chanel Kitabının Konusu
Gerek Coco Chanel üzerine, gerekse de bu markayı neden çok sevdiğim üzerine söyleyecek ve konuşacak daha çok fazla şeyim var elbette; ama daha çok sayfa tutar. 🙂 O yüzden şimdi gelelim, kitaba…
Bu kitapta Coco Chanel’in hayatını ve bilinmeyenleri, iş kadını olmadan önceki Chanel’i, markanın yaratılışını, aşklarını, kırgınlıklarını, iş hayatındaki Coco Chanel’i, iş yaşamını, çalışma azmini, moda evini, defilelerini, tasarımlarını ve daha fazlasını bu kitapta okuyoruz. Kitapta, bu çekici ve güçlü kadının fotoğraflarına da yer verilmiş. Bu fotoğraflar, zamanda yolculuk etmek gibiydi. Chanel’in bir zamanlar baş tasarımcısı olan dahi Karl Lagerfeld’in eskizleri de bulunmakta. Bu açıdan bu kitabı çok değerli buluyorum. Döneminde çığır açan ve fark yaratan bu kadının, Karl Lagerfeld gibi bir dahi ile çalışması da tesadüf değil. Coco Chanel’in yaşadığı evi de bu kitapla gezmek mümkün. Öylesine akıcı bir anlatımı var ki… Uzun yıllardır kullandığım Chanel parfümümün kokusunu bir de kitabı okurken duydum.
Chanel’i “Chanel” yapan bir diğer unsur da çift C olan logosu tabii. Bu logonun nereden geldiğini, yetiştiği yetimhanedeki vitrayların kendisine nasıl ilham olduğunu, tasarımlarında ağırlıklı renk olan siyah ve fildişi rengini neden çok sevdiğini de bu kitapta okumak mümkün. Gabrielle Chanel, ideallerinin peşinden giden, hırslı, çalışkan, kendinden emin güçlü bir kadın. Her ne kadar ailesinden sevgi görmemiş, yetimhanede yetişmiş ve bundan dolayı özel hayatındaki ilişkilerde tutarlı olmasa da O’nun başarısını göz ardı etmek mümkün değil. Ürünlerinin hepsi birer sanat eseri ve birçok bilinen marka tarafından Chanel tasarımları tarz olarak kopyalanmıştır. Günümüzde aynı kaliteyle devam eden bu markanın temellerini Chanel’in ne kadar sağlam attığı ortada. Aynı zamanda Chanel’in hayatının ilham verici olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de böylesine köklü ve yıllara meydan okumaya hala devam eden kaç marka var?
Chanel hakkında bu zamana kadar birçok kitap okudum. “Bu kadar zengin anlatıma denk geldiğim tek kitap, bu kitaptır.” diyebilirim. Coco Chanel’e dair aradığınız birçok şeyi bu kitap barındırıyor. 395 sayfadan oluşan bu kitabı, benim gibi Coco Chanel’e hayran olan insanlara tavsiye ederim. Kitabın yazarı haricinde, dilimize kazandıran çevirmenin de dile hâkimliği önemli bir unsur benim için. Bu açıdan bu kitap, benden 5 yıldız aldı. Severek okuduğum en iyi biyografilerden biriydi. İlerleyen zamanlarda da tekrar tekrar okuyacağım bir kitap olarak kütüphanemin en güzel köşesinde. Chanel ile ilgili yazılarıma ilerleyen dönemde yeniden yer vermek istiyorum. Buna bu kitap ile başlangıç yapmış olayım; çünkü Coco Chanel, benim için bu kısacık yazıdan çok daha fazlası…
Siyahı kıyafetlerimde çok kullanan ve siyah seven birisiyim. Bu vesileyle siyahın kraliçesi Coco Chanel’in söylediği sözle noktalamak isterim yazımı:
“Siyahı zorla kabul ettirdim. Etrafındaki diğer tüm renkleri yok eder siyah, o yüzden bugün hala çok güçlü.”
Sevgiyle,
Pınar Kaya