Sanatçıların Hayat Hikayeleri
Herkese merhaba;
Bu haftaki kitap tavsiyelerimde sanat tarihi ile ilgili bir kitaba yer vermek istedim. “Sanatçıların Hayat Hikayeleri” isimli bu kitap, 16. Yy’da Giorgio Vasari tarafından yazılmıştır. Orijinalinin 1550 yılında yayımlandığı kayıtlara geçmiştir. Giorgio Vasari (1511 – 1574), bu kitabına dahil ettiği sanatçılar gibi kendisi de İtalyan bir ressam, mimar, yazar ve çok iyi bir tarihçidir.
“Sanatçıların Hayat Hikayeleri” isimli bu kitapta İtalyan Rönesansı’na ait sanatçıların hayat hikayelerine, eserlerine, o dönemde karşılaştığı bazı zorluklarla birlikte mümkün olduğu kadar yer vermeye çalışan Giorgio Vasari, bu kitabı 16. Yy’da yazdığı için kendi gözlemleri üzerinden anlatıyor. Sanatçıların hayat hikayelerini okurken Rönesans’ın doğuşuna ve gelişimine tanıklık ederken aynı zamanda tarihe de tanıklık ediyorsunuz.
Medici Ailesi’nin sanatçılara ve yapıtlara ne kadar değer verdiğini, Medici Ailesi üzerinden politikanın nasıl şekillendiğini, birçok sanatçının o dönemde eserlerini daha yeni yeni oluşturduğunu bu kitapta görebiliyorsunuz. Aslında bu kitap, 16. Yy’da yazıldığı için adeta zamanda yolculuk etmenizi sağlayan bir kitap. Örneğin Lorenzo Ghiberti’nin (1378 – 1455) Floransa’daki San Giovanni Vaftizhanesi için yaptığı ve Michelangelo tarafından “Bu olsa olsa, Cennet’in kapısı olur” diye betimlenen o muhteşem ötesi kapı… Daha bunun gibi birçok eserlerin ifade ettiği anlamlarını da bu kitapta görebilirsiniz.
Sanat tarihini seven; Milano, Floransa, Pisa, Venedik, Verona, Bologna, Roma, Orvieto gibi İtalya’nın birçok yerini dolaşmış ve o eserleri görmüş biri olarak, bu kitabı okuduğumda İtalya’yı da yeniden dolaşmış gördüğüm o eserleri de bambaşka gözle yeniden görmüş oldum. “Sanatçıların Hayat Hikayeleri” isimli bu kitap, aynı zamanda Celil Sadık’ın ilk kitabı olan “Uygarlığın Ayak İzleri” isimli kitabın dipnotlarında da geçen bir kitaptır. 390 sayfadan oluşan bu kitapta kimler kimler yok ki… Cimabue’den Donatello’ya, Boticelli’den Michelangelo’ya ve Tiziano’ya kadar uzanan bir kitap… Dilimize tercüme edilen bir kitap olmasına rağmen dili ve okuması zor olmayan bir kitap. Dilimize hatasız çevrilmiş diyemeyeceğim gibi çok kötü de çevrilmiş diyemem. O yüzden sıkıcı bir kitap olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Sanat tarihine ilgi duyan ve bu konuyla ilgili bir arayışınız varsa tavsiye edebileceğim bir kitaptır. Bana göre, birçok konuya ve bu konuya dair sonrasında çıkan kitaplara da ışık tuttuğundan dolayı değerli bir kitaptır. Sanatla ve sevgiyle kalın; bir sonraki kitap yorumunda görüşmek üzere…
Pınar Kaya