Uygarlığın Ayak İzleri: Krallar ve Tanrılar
Merhaba,
Bu hafta, yakın zamanda (Aralık 2020) piyasaya çıkan ve okumayı heyecanla beklediğim “Uygarlığın Ayak İzleri: Krallar ve Tanrılar” isimli kitaptan bahsetmek istiyorum. Sanat Tarihi alanından ihtisas yapmış ve bilgilerini bizlerle paylaşıp kitaplarıyla bizlere seslenen Celil Sadık’ın ikinci kitabı… Nitekim, ilk kitabı olan “Uygarlığın Ayak İzleri” isimli kitabını zevkle okumuş ve sizlerle burada paylaşmıştım.
“Uygarlığın Ayak İzleri: Krallar ve Tanrılar” isimli bu ikinci kitap, ilk kitaptan farklı olarak sanatçılar ve eserlerinden ziyade geçmişimizin bir parçası olan ve iz bırakan iki medeniyeti anlatıyor. Bu iki medeniyet, siz de tahmin edersiniz ki; Antik Mısır ve Antik Yunan medeniyetleri… Celil Sadık, bu medeniyetleri yine o masalsı ve akıcı diliyle anlatıyor. Bu anlatım, fotoğraflarla da zenginleştirilmiştir. Ünlü ressamların eserleriyle de anlatım daha güçlü ve daha anlaşılır olmuştur. Eski Mısır tarihine aşık olan birisi olarak, en çok bitmesini istemediğim bölüm, Antik Mısır’a ait bölümlerdi. 🙂 Kitabın bütünü de hiç şüphesiz, etkileyici ve dolu dolu bir kitap.
Kitabın sonlarına doğru tüm dünyanın en değerli eseri, bir kültür mirası olan Ayasofya’yı ve içerisinde bulunan değerli mozaikleri de görmeniz mümkün. Müzeyken birçok kez içini gezip o hayranlık uyandıran mozaikleri görüp onları inceleme imkanı bulduğum için şanslıyım. Bu kitabı okurken yeniden Ayasofya’yı gezmiş, mozaikleri arasında kaybolmuş ve yeniden keşfetmiş gibi hissettim.
Aslına bakarsanız, insanlık olarak zaman makinesi icat etmemize gerek yok. Zaman makinesi aslında kütüphanelerimizde, yani okuduğumuz kitaplarda. Bu kitapta adeta zamanda yolculuğa çıkıp çok ama çok önceki zamana, binlerce yıl geriye gidiyorsunuz. O zamanki insanların dünyaya bakış açısını, amaçlarını, çevreyle bağını anlamaya çalışıyorsunuz. Bu yolculuk sırasında da 238 sayfanın nasıl bittiğini anlamıyorsunuz zaten… Bir bakmışsınız, kitabın sonuna gelmişsiniz.
Celil Sadık’ın ilk kitabını okumadıysanız ilk kitabı ile birlikte “Uygarlığın Ayak İzleri: Krallar ve Tanrılar” isimli bu ikinci kitabını da okumanızı tavsiye ederim. Kitabın ilk sayfasında yer alan Friedrich Nietzsche’nin sözüyle de yazımı bitirmek isterim.
“Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh.”
Sanatla, sevgiyle, sağlıkla kalın…
Pınar Kaya