Bahriye

Ülkem’de kadınların verdiği mücadele, Batılı ülkelerde yaşayan kadınlara nazaran hep daha fazla olmuştur. Yobazlar ve din tacirleri okumuş, eğitimli, dil bilen, meslek sahibi, yani donanımlı kadınlardan her zaman korkmuşlardır. Bu gibi şahsiyetler bilirler ki; kadın bilinçlenirse yetiştirdiği çocuklar da bilinçlenir; bu da toplumun bilinçlenmesi ve ilerlemesi demektir. Okuyan, eğitimli kadına her zaman düşman olmuşlardır; sanata, bilime de karşı oldukları gibi… Bu geçmişte de böyleydi; günümüzde de böyle…

Ben, sizlere günümüzden ziyade geçmişi hatırlatmak istiyorum. Çünkü; geçmişimizde zamansız kaybettiğimiz değerlerimiz var; hala suçluları da bulunamamış veya bulunması istenmemiş… Bu aydınlık yüzlerimizden biri de Bahriye Üçok! Bu hafta sizlere Elfin Tataroğlu’nun ilk kitabı olan “Bahriye” isimli kitabını tanıtmak istiyorum.

Bahriye – Konusu

Bu kitapta Bahriye Üçok’un hayat hikayesine tanık olacaksınız. Tam bir Anadolu kadını olan annesinin Bahriye’ye hem analık, hem de babalık yapıp da ne zor şartlar altında Bahriye’yi yetiştirdiğini, babasının onları nasıl terk ettiğini, Bahriye’nin annesinin bu mücadelesini karşılıksız bırakmayıp nasıl başarılı bir öğrenci olduğunu, tüm hayatını tırnaklarıyla çalışkanlığı sayesinde nasıl elde ettiğini, kitaplara olan sevgisini, evliliğini, senatör olduğu yıllarını ve ölümünü sürükleyici ve pürüzsüz bir dille bizlere sunmuş Elfin Tataroğlu bu kitapta.

İstanbul Kandilli Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, Ortaçağ Türk-İslam Tarihi Bölümü ile birlikte Devlet Konservatuarı Opera bölümüne de devam eden; Fransızca, Arapça ve Farsça olmak üzere üç dil bilen; Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Öğretim Üyesi olan (aynı zamanda bu fakültenin ilk kadın öğretim üyesidir), tüm hayatını Atatürk inkılaplarının İslamiyet ile çelişmediğini anlatmaya adamış Doç. Dr. Bahriye Üçok gibi değerli bir şahsiyetin hayatı anca böylesine güzel anlatılabilirdi. Kitabın son sayfaları “Fotoğraf Albümü”ne ayrılmış. Bahriye Üçok’un hayatından kısa bir kesiti de bizlere sunmakta. Bu da kitabı, genel olarak romandan ziyade arşiv niteliğinde bir kaynak kitaba dönüştürmüş bana göre. Herkesin kütüphanesinde olmasını tavsiye ettiğim kitaplar arasında bu kitap da.

*

Bahriye Üçok, 6 Ekim 1990’da evine gönderilen kitap paketini kapısının önünde açmaya çalıştı. İçine yerleştirilen bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirdi. Kitabı bitirince hayıflanıyor insan. Geçmişten günümüze dek pek bir şeyin değişmediğini de gözler önüne seriyor. Bahriye Üçok’un sözleriyle yazıma son vermek istiyorum.

O, Türk kadınına meslek sahibi olmanın, sanatın, bilimin ve sosyal hayatın kapılarını ardına kadar açtı… Türk kadınının Atatürk’le elde ettiği haklar, Batılı kadınların bile yakın yıllara değin elde edemediği düzeydedir.

Sevgilerle,

Pınar Kaya