Polonya’yı Tanıyalım
Merhaba;
Polonya’yı Tanıyalım adlı yazımla karşınızdayım. Bu yazımda sizlere Polonya hakkında genel bilgi vermek ve kısaca ülkeyi tanımanızı sağlamak istiyorum.
Avrupa’nın gelişen yüzü Polonya, 38,4 milyonluk nüfusu ile Orta Avrupa’da yer almaktadır. Komşuları ise batıda Almanya, güneybatıda Çek Cumhuriyeti, güneyde Slovakya, kuzeydoğuda Rusya ve Litvanya,doğuda Beyaz Rusya, güneydoğuda Ukrayna’dır. Ülke’nin yüz ölçümü 312.679 km²’dir. Başkenti Varşova’nın nüfusu ise yaklaşık 2 milyondur.
Ülke’de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYIH), 799 milyar dolar; kişi başına düşen yıllık gelir, 27.630 dolardır ve enflasyon oranı (%) -0.7 ile birlikte Avrupa Birliği’nin 6. büyük ekonomisidir.
Polonya’yı Tanıyalım – Ülke’nin Kaynakları
Yer altı kaynakları bakımından da zengin bir ülkedir. Taşkömürü çıkartılır; kükürt, çinko ve kurşun yatakları vardır. Ayrıca linyit, kayatuzu, doğal gaz ve bakır elde edilir. Petrol ve demir gereksinimini büyük ölçüde dış ülkelerden sağlayan Polonya, gelişkin bir sanayi ülkesidir. Demir-çelik, makine, ulaşım araçları, kimyasal maddeler, pamuklu dokuma, kâğıt, metal ürünler ve elektrikli ev aygıtları üretilir. Ormanlardan elde edilen yumuşak odunlu kereste dış ülkelere ihraç edilir. Balıkçılık da ülke ekonomisine büyük katkı sağlar. Kuzey’de Baltık Denizi kıyısında yer alan Gdansk şehrinde ise gemi yapım ve onarım tesisleri vardır.
Topraklarının yarıya yakını ekime elverişli olan Polonya’da patates, şekerpancarı, çavdar, buğday, arpa üretilir; domuz ve sığır yetiştirilir. Polonya, ihracatının %80’ini diğer Avrupa Ülkeleri’ne yapmaktadır. Sanayi ve üretimin yüksek olması ve ekonominin iyi gidiyor olması aynı zamanda Ülke’deki insanlarının da refah düzeyinin artmasını sağlamaktadır. Hal böyle olunca insanlar başka yere göç etmekten ziyade kendi ülkesinde, doğup büyüdüğü topraklarda kalmayı tercih ederek Polonya’nın daha da gelişmesine ve kalkınmasına katkı sağlamaktadırlar.
En Stressiz Şehir
Hatta geçen aylarda dünya üzerindeki şehirleri kapsayan çok güzel bir araştırmaya denk geldim. Ajans Press, “dünyanın en stressiz şehirleri” hakkında araştırma yapmıştır. Yapılan bu araştırma; illerdeki nüfus yoğunluğu, ekonomik durum, trafik, hava kirliliği, refah düzeyi, işsizlik, sosyal güvenlik, satın alma gücü, vb. gibi konular baz alınarak hazırlanmıştır. Bu araştırmada 150 şehrin içinde Varşova 12. Sırada yer alarak dünyanın en stressiz şehirlerinden biri ünvanını almıştır. (İstanbul’u merak edecek olursanız, bu listenin 122. sırasında yer almaktadır.) Avrupa Birliği’ne ilk girdiği yıllarda ve öncesinde İngiltere ve Almanya’ya Polonya’dan birçok insan göç etmiş olmasına rağmen günümüzde bu rakam çok ama çok düşüktür.
Ekonominin hızlanarak gelişmesi devam ettikçe, genç nüfusa ihtiyaç da doğru orantılı olarak artmaktadır. Bu nedenle hükümet, genç nüfusun artmasına ve aynı zamanda iyi eğitim alması konusunda çok fazla destek sağlamaktadır.
Buraya geldiğimizde, bir önceki yazımda da kısaca değindiğim gibi her yaştan öğrencinin – okul öncesi de dahil olmak üzere – öğretmenleri ile beraber caddelerde yürüyerek çevreyi nasıl korumaları gerektiği, trafik kuralları, toplu taşımayı nasıl kullanmaları gerektiği, yaşlı ve hamilelere yer verilmesi, insanların birbirine saygılı olması konusunda kış soğuklarında bile sokak eğitimi alıyor olmaları ilk dikkatimizi çeken noktadır.
Ek bilgi olarak Varşova’da Kış Aylarında sıcaklık derecesi -25 dereceye kadar düşmektedir. Buna rağmen her gittiğimiz müzenin genç nüfus ile dolup taşması da tarihe, sanata ve bilime ne kadar çok önem verdiklerinin birer kanıtıdır. (Çok fazla müze olduğundan dolayı sonraki yazılarımda Varşova’daki müzelere detaylı olarak değineceğim.)
Polonya’yı Tanıyalım – Kültür ve Bilim Sarayı
Polonya halkının sanata ve kültüre verdiği değerin bir diğer kanıtı ise Varşova’nın merkezinde Kültür ve Bilim Sarayı bulunmaktadır. Bu bina, Varşova’nın simgesidir (aşağıdaki fotoğraf). Çok büyük bir yapıdır ve içinde müze, opera, tiyatro, sinema ve en tepesinde de seyir terası bulunmaktadır. Güneşli bir günde tepesinden Varşova’nın göremeyeceğiniz hiçbir noktası kalmaz.
Eğer yolunuz Varşova’ya düşerse, bu bina ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir. Bu bina merkezde yer almasına rağmen, binanın Kuzey kısmında yaşlı ağaçlarla dolu “Park Świętokrzyski” isimli büyük bir park sizi karşılamaktadır. İçinde heykeller, banklar, yer yer çiçeklendirilmiş alanlar, büyükçe bir süs havuzu bulunmaktadır. Ama bu park sizi şaşırtmasın; çünkü bu parktan kat ve kat daha büyük diğer parklar yine şehrin birçok yerinde bulunmaktadır.
Polonya’yı Tanıyalım- Yeşili Bol Olan Şehir
“Łazienki Park” isimli Park ise 76 hektarlık arazisi ile Varşova’daki en büyük parktır. Bu park, 17. YY’da Askeri Komutan Stanisław Herakliusz Lubomirski için Barok tarzında Tylman van Gameren tarafından tasarlanmıştır. Bu parkın hikayesini detaylı olarak sonraki yazılarımda değineceğim. Mayıs Ayı’ndan başlayarak, Eylül Ayı sonuna kadar her Pazar günü ücretsiz olarak Chopin konserleri halkın dinletisine sunulmaktadır.
Bu parkta da birden fazla yaşlı; ama bir o kadar bakımlı ağaçlar, içinde sandal keyfi yapabileceğiniz büyüklükte göl, müze, lüks bir restoran, dinlenme alanları, açık hava tiyatrosu bulunmaktadır. Parkın güneş alan her yeri çiçeklendirilmiştir. Bunun yanı sıra parkın içinde çeşitli hayvan türlerine de denk gelebiliyorsunuz. Alışık olduğumuz güvercin ve kumrunun yanı sıra sincap, ördekler ve tavus kuşuna denk gelebiliyorsunuz. B
Buradaki hayvanlar, kendilerine zarar verilmeyeceğinden emin olduğundan dolayı tavus kuşları dibinize kadar gelip muhteşem güzellikteki tüylerini size göstermekten çekinmiyor veya sincaplara elinizi uzattığınızda hiç çekinmeden gelip elinizden yiyecek yiyebiliyorlar; aynı zamanda güvercin ve kumrular da elinizden ekmek yiyorlar. Bu parklarda “çiçekleri kopartmayın”, “çimlere basmayın” gibi tabelaların olmaması ve parkların kalabalık olmasına rağmen kimsenin yere çöp atmıyor olması bizi şaşırtan diğer bir unsurdur. Herkes çimlerde uzanıp güneşlenip kitabını okurken kimsenin kimseye bakıp da rahatsız etmiyor olması, bizi en çok mutlu eden husustur. Aşağıda fotoğrafları yer almaktadır.
*
Varşova, bu haliyle çocukluk dönemimdeki İstanbul’u hatırlatmaktadır. Umarım daha fazla geç kalınmadan beton yapıları arttırmak yerine, daha yeşil bir Türkiye’yi gelecek kuşaklara bilinçli Polonya halkı gibi bırakabiliriz; çünkü güzel Ülkem daha güzelini hak ediyor.
Bir sonraki yazımda, yeniden buluşmak dileğiyle; Varşova’dan sevgiler…
Pınar Tınaztepe Kaya