bin-dokuz-yuz-seksen-dort
Kitap Tavsiyelerim

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört

“Aslında hiçbir şey yasa dışı değildi; çünkü artık yasa diye bir şey yoktu.”

Ve bir başka sayfada da şöyle diyor:

“Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar; ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.”

Yukarıdaki bu sözleri ile bize yıllar yıllar öncesinden, 8 Haziran 1949’dan seslenmekte George Orwell, “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” isimli kitabında. “8 Haziran 1949” diyorum; çünkü “ Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” isimli bu kitabın ilk yayınlandığı tarih budur.

İngiliz Yazar George Orwell’ın akıllarda iz bırakan bu kitabı ile ben 1995 yılında tanışmıştım. O yıllarda ortaokula gidiyordum ve ilk olarak orijinal dilinde, İngilizce olarak okumuştum bu kitabı. Daha o zaman, beni çok etkileyen ve biraz da bilim kurgu tadında gelen bir kitaptı. Çünkü; o yıllarda insanın dünya görüşü, hayat felsefesi tam oturmuş olmuyor tabi ve o zaman şöyle demiştim çocukluk aklı ile kendi kendime: “büyüyünce yeniden okuyacağım”. 🙂 Evet, büyüdüm ve bu kitabı büyüdükten sonra iki kez daha okudum…

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört – Konusu

Her okuduğumda beni benden alan George Orwell’ın bu kült kitabı, aslında bunu yazdığı dönemlerde (1940’lı yıllarda) geleceğe ilişkin bir felaket senaryosu idi. Fakat; geçmiş yılları ve günümüzü düşündüğümüzde o dönemde felaket senaryosu olan bu kitap, gerçekçi bir romana dönüşmüş durumda. Ben, yazarların hep başka dünyanın insanları olduğunu düşünürüm. Çünkü; inanılmaz bir hayal dünyaları var ve çok daha başka bir gözle bakıyorlar dünyaya. George Orwell’ın da çok farklı bir yeteneği ve hayal gücü vardır ki; bunu kitaplarına da çok güzel yansıtmıştır. Bu kitapta bireysellikten uzak, insanların robotlaşmış topluluklar halinde her şeyin kontrol edildiği bir dünya düzeni, geçmişin nasıl yok edilip çarpıtıldığı ve insanların buna nasıl inandığı anlatılmaktadır. Bunu öyle güzel kurgulamış ki; aslında geleceği görmüş, adeta bize yıllar öncesinden sesleniyor. Kitabın her sayfasında günümüz olaylarından benzerlikler bulacağınızdan şüpheniz olmasın.

Bendeki kitap, Can Yayınları’ndan ve çevirisini de Celal Üster yapmış. Kitap, sonundaki “Elinizdeki çeviriye ilişkin bir açıklama” sayfası ile birlikte 350 sayfadan oluşmakta. Kitap çevirisini yapan üstad da çok titiz ve pürüzsüz bir şekilde dilimize çevirdiği için bir çırpıda bitiriveriyorsunuz. Her zaman güncelliğini koruyacak olan bu başyapıt, kesinlikle kütüphanenizde olmalı. Benim kütüphanemde hem İngilizcesi, hem de Türkçesi mevcut. Sanıyorum ki; gelecekteki çocuklarıma diğer kitaplarımla birlikte en güzel miras olacaklar. Okuyun ve okutun! Çünkü; bilgili, kültürlü, aydın bir toplum olabilmemizin tek yolu, okumaktır! Sevgiler…

Pınar Kaya

2 Yorum