trier
Almanya,  Yurtdışı Deneyimlerimiz

Trier

Merhaba;

Seyahat etmeyi seven bir çift olarak, altı ay önce dünyaya gelen küçük insanı da bu yolculuğumuza dâhil ederek yeni yerler keşfetmeye devam ediyoruz. Bu ayki yazımda sizlere yakın zamanda ziyaret ettiğimiz Almanya’nın en eski şehri olan Trier ‘i anlatmak istiyorum.

Trier ’in Tarihi

Lüksemburg sınırına yakın ve Moselle Nehri kenarında yer alan Trier, Frankfurt am Main’a 200 km uzaklıkta bulunmaktadır. M.Ö. 15. Yy’da kurulan bu şehir, Almanya’nın en eski şehridir.  Roma İmparatoru Augustus döneminde “Trevorlu Augustus” anlamına gelen “Augusta Treverorum” adıyla kurulan bu şehir, Roma İmparatorluğu’nun dört başkentinden biri olarak geçmişte önemli rol oynamıştır. Dolayısıyla bu şehirde Roma Dönemi’nden kalma çok fazla tarihi yapı bulunmaktadır.

Trier ’in simgesi olarak bilinen Porta Nigra, o dönemden kalma en iyi korunmuş ve en büyük şehir kapılarından biridir. I. Konstantin tarafından yaptırılan Konstantin Bazilikası, “Kaiserthermen” olarak geçen İmparatorluk Termal Banyoları, Roma Köprüsü (Römerbrücke), Aziz Petrus Katedrali gibi Roma Dönemi’nden kalan yapılar, Trier ’de görülmesi gereken en önemli yapılardandır.

Özellikle Aziz Petrus Katedrali’nde hem Romanesk, hem Gotik, hem de Barok mimariye ait izler görülmektedir. İçerisinde çok ilginç detaylar barındıran bu katedrali Trier’e yolu düşenlere mutlaka tavsiye ediyorum. Bu katedralde benim en çok sevdiğim detaylar; tavan süslemeleri, altar kısmı ve önünde durup uzun uzun incelediğim aşağıdaki heykeldir.

Aslında bu heykel, Aziz Petrus Katedrali’nde bulunan bir lahit mezarıdır. Mezar, İmparatorluk Baron’u Johann Philipp von Walderdorff’a aittir. Baron, lahit üzerinde elinde kitap ile uzanmış yatmaktadır. Hemen ayaklarının ucunda duran iskelet, çok gerçekçidir. İskelet, ölüm meleği olarak adlandırılan Azrail olarak tasvir edilmiştir. Kemik parmağıyla dikilitaşın üzerinde bir yere işaret ettiğini görmekteyiz.

Aslında fotoğrafta görünmüyor; ama dikilitaşın üzerinde Latince olarak “Ecce hora est” yazmaktadır. Ölüm meleği, Baron’u işaret ederek “İşte, saati / vakti geldi” demektedir. Baron, sonsuz yolculuğa çıkacağının farkında olmadan kitaba dalmış olsa da son anlarıdır.

18. Yy’a ait bu lahit mezar, bence çok çarpıcı Baron’un üzerindeki pelerinin detayları muhteşem.  Eldiveninin izi, kıvrımlar göz alıcı. Sanat Tarihi’ni seven ve eğitimini alan biri olarak önünde uzun süre durdum.

Trier ’in Ünlü İsmi

 Trier ’in bir diğer önemli simgesi ise ünlü filozof ve ekonomist Karl Marx’ın evidir. Karl Marx, 5 Mayıs 1818’de Brückenstrasse’de bulunan evde doğmuştur. Bu ev, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. Ziyaretçilere Marx’ın yaşamına dair derinlemesine bir bakış sunmaktadır. Müze üç bölümden oluşmaktadır: Marx’ın biyografisi, Marx’ın eserleri ve Marx’ın küresel etkisi. Müzede Marx’ın okuma koltuğu, “Das Kapital”in ilk baskısı ve Marx’ın büstü gibi önemli eserleri de görmek mümkündür. Ben de size kendisinden kısaca bahsetmek isterim; her ne kadar onu anlatmak için uzun uzun sayfalar gerekli olsa da…

Karl Marx Kimdir?

Trier ’de Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Karl Marx, babası Heinrich Marx’ın etkisiyle erken yaşta hukuk ve felsefe eğitimi aldı. Bonn Üniversitesi ve Berlin Üniversitesi’nde hukuk okusa da felsefeye olan tutkusu sebebiyle “Hegelciler” olarak anılan radikal bir filozof grubuna dâhil olmuştur.

1843 yılına gelindiğinde Jenny von Westphalen ile evlenen Karl Marx, sonrasında siyasi baskılardan dolayı Paris’e taşınmıştır. Burada en yakın dostu olacak kişi, Friedrich Engels ile tanışmıştır. İkisi birlikte 1848 yılında “Komünist Manifesto” isimli kitabı yazmıştır. Bu kitapta işçi sınıfının kapitalist sistemdeki sömürüsüne ve sınıfsal mücadeleye değinilmiştir.

1849 yılında ise yine siyasi nedenlerden dolayı Londra’ya sürgün edilmiştir. Burada ekonomik ve toplumsal teorilerini işlediği en önemli eseri olan “Das Kapital” üzerinde çalışmalar yapmıştır. Das Kapital, Marx’ın kapitalist üretim sürecini ve işçi sınıfının sömürülmesini detaylı bir şekilde analiz ettiği bir başyapıtıdır.

14 Mart 1883’te de Londra’da hayata veda etmiştir. Ölümünden sonra Marx’ın teorileri dünya genelinde bir etki yaratmıştır. Fikirleri, birçok devrimci hareket ile birlikte sosyalist devletin ve sosyalist hareketin temelini oluşturmuştur.  Dolayısıyla günümüzde de sosyal bilimler ve ekonomi alanında önemli bir figürdür.

Sonuç

Trier, küçük bir şehir olduğu için gezmesi çok kolay bir şehir. Böylesine değerli yapıları içinde barından bu şehir, öte yandan bizi hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Almanya’nın en eski şehri olmasına rağmen ve üstelik II. Dünya Savaşı’nda bombardımana uğramamasına rağmen şehrin silueti modern yapılarla çok fazla bölünmüştür. Şehirde bir bütünlük yoktu ne yazık ki… Güzel bir deneyim kazanmış olmak, bizim için güzel bir artı. Lakin Almanya’da çok daha güzel şehirler gördükten sonra Trier ’e bir daha gideceğimizi sanmıyorum.