Heppenheim
Herkese merhaba;
Yakın zamanda Frankfurt am Main’a yakın bir konumda bulunan Heppenheim kasabasını ziyaret ettik. Cadılar şehri olarak da geçen Heppenheim’ı sizlere de anlatmak isterim.
Heppenheim, Almanya’nın Hessen Eyaleti’nde bulunur. Arabayla Frankfurt’tan uzaklığı 47 dakikadır. Bergstraße bölgesinin kalbinde yer alan tarihi dokusuyla ünlü bir Alman kasabasıdır. Bu kasaba, özellikle Orta Çağ’a ait izleriyle dikkat çekmektedir. Heppenheim’ın adı ilk olarak 755 yılında, Lorsch Manastırı belgelerinde geçmektedir. Yüzyıllar boyunca Kutsal Roma Germen İmparatorluğu ve Palatina Elektörleri yönetiminde gelişmiştir. Orta Çağ’dan kalma ahşap karkas evleri, Starkenburg Kalesi ve St. Peter Kilisesi, şehrin zengin tarihini gözler önüne seriyor.
Günümüze kadar tarihi dokusu korunmuş, şarap üretimiyle ve turizmiyle ön plana çıkıyor. Oldukça huzurlu ve sakin bir yer. Küçük bir yer olduğu için gezmesi çok kısa sürüyor. Sonra kasabanın tarihî meydanındaki bir kafede hem soluklanarak, hem de bir şeyler yiyip içerek kasabanın atmosferini içinize çekmek çok daha güzel. Şehre tepeden bakan Starkenburg Kalesi, 11. yüzyılda inşa edilmiştir. Bu kaleye tırmanıp oradan şehrin ve bölgenin büyüleyici manzarasına tanık olmak da harikaydı.
Heppenheim’ın tarihini atmosferini daha da yaşamak isteyenler için fener yolu yürüyüşleri (Laternenweg) yapılıyor. Her sene Nisan ayından Ekim ayına kadar, her Cumartesi gecesi bu fener yolu yürüyüşleri düzenleniyormuş. Gece yapılan bu yürüyüşlerde hikâye anlatıcıları kasabanın dar sokaklarında ve tarihi binalar arasında gezdirirken eski halk efsanelerini, Starkenburg Kalesi’nin gizemli hikâyelerini ve bölgenin mitlerini anlatıyorlarmış.
Sokak aralarında dolaşırken zaten cadıların ve ruhların simgeleri olan fenerleri ve cadıların kısa hikâyelerini sokak tabelasında görebiliyorsunuz. Örneğin fotoğrafını çektiğim bu sokak tabelalarından ikisini aşağıda sizinle de paylaşmak isterim:
Yukarıdaki resimde görünen ruh, zincirli buzağı (Das KettenKalb). Zincirli buzağı, gece yarısından sonra zincirlerin sesiyle dolaşan zararsız bir “rahatsız edici ruhtu”.
Yukarıdaki resimde görünen ise başka bir hayalet. “Beyaz adam” olarak isimlendirilen bu hayalet, değirmenci şeklinde ortaya çıkıyormuş. Geceleri kadınların yanından geçmeyi ve üzerlerine un serpmeyi seviyormuş. Parlak lekeler genellikle günlerce görünürmüş.
Paylaştığım bu iki kısa hikâye, sadece küçük bir örnek. Kasabada bunun gibi daha birçok tabela var. Geceleri yanan fenerlerle bu kasaba, daha da büyülü bir atmosfere dönüştüğüne eminim. Hele de fener yolu yürüyüşlerinin yapıldığı zamanlar… Bu yürüyüş, beni çok heyecanlandırıyor. Küçük insan da biraz büyüyünce deneyimlemek için can atıyorum. Geçmişin büyüleyici dünyasına bir yolculuk yapmak isteyenler için çok güzel bir fırsat.
Heppenheim’a yolunuz düşerse buraya oldukça yakın bir konumda olan Weinheim ve Bensheim da görülmesi gereken yerlerden. Buralara yolunuz düşerse ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Bir sonraki yazımda görüşünceye dek sevgiyle kalın.
Pınar Kaya