bir-bisikletlinin-gozunden-almanya
Almanya,  Yurtdışı Deneyimlerimiz

Bir Bisikletlinin Gözünden Almanya

Sevdiğim yazarlardan biri olan Mark Twain şöyle der: “Get a bicycle! You will certainly not regret it, if you live.” Türkçesi, “Bir bisiklet alın! Kesinlikle pişman olmazsınız, şayet yaşarsanız.” Mutlu olmak veya kendinizi özgür hissetmek için çok paranızın olmasına, çok uzaklara gitmenize gerek yok; nitekim mutluluğu ve özgürlüğü uzaklarda da aramanıza gerek yok. Özgürlük, sizsiniz aslında; sizin içinizde, hayata bakış açışınızda, yaşama sevincinizde, yaşam tarzınızda… Mark Twain’in dediği gibi bisikletiniz varsa eğer yaşarsınız; yani hem mutlu, hem de özgür hissedersiniz kendinizi. Rüzgarla birlikte dans eder, tüm dünyayı avucunuzun içinde hissedersiniz.

Rahatlıkla ve güvenli bir şekilde bisiklet sürebilmek, Avrupa’da yaşamanın en sevdiğim yanlarından biridir. Malum, havaların ısınmaya başlamasıyla doğa ana yeniden canlanmaya başladı. Yılın en güzel dönemi olan Bahar ve Yaz mevsiminin gelmesi demek, bisiklet sezonu açmak demektir. Gerçi, Kış Aylarında da birçok kişi bisiklet sürmeye devam ediyor. Bu nedenle, Bir Bisikletlinin Gözünden Almanya isimli bu yazımda Almanya’ya gelip bisiklet seyahati yapmak isteyenlere bir ön bilgi niteliğinde Almanya’daki bisiklet yollarını anlatmak istiyorum.

Evet, yanlış okumadınız! Bisikletin de bir kültürü var ve ne yazık ki; bizim ülkemizde – 21. Yüzyılda olmamıza rağmen – hala daha oturmamış bir kültür… Almanya’da bisikletliyi koruyan bir çok yasa olması ve devletin de bisiklet kullanımını teşvik etmesi, bu kültürün oluşmasında büyük bir etkisi var. Gençler, okul çağındaki çocuklar, okul çağı öncesindeki çocuklar ise aileleriyle birlikte, bebeklik çağında çocuğu olan ebeveynler, işe giden birçok insanın bisiklet sürdüğünü görebilirsiniz. Hatta yaşlı insanların dahi bisiklet sürdüğünü görmek, bizleri şaşırtmıştı. Çünkü; kendi ülkemizdeki çoğu yaşlı insanlar, bakkala dahi gitmek istemezken Almanya’daki yaşlı amca ve teyzelerin 20 veya 30 yıllık bisikletleri ile geziye çıkmaları, çok hoş…

Bir Bisikletlinin Gözünden AlmanyaBisiklet Yolu

Almanya’nın her şehrinde olduğu gibi Frankfurt’ta da güvenli bisiklet yolları bulunmaktadır. Bisiklet yollarının bir ağ gibi tüm şehri sardığını ve bununla birlikte istediğiniz her yere – ister şehir içi, isterseniz şehir dışı olsun – bisiklet ile gidebilmeniz için çok güzel yollar bulunmaktadır. Yazının en başında fotoğrafını çektiğimiz bisiklet yolunu görebilirsiniz. Şehrin içindeki bisiklet yolu, bu fotoğraftaki gibi taşıt yolunun paralelinde seyretmektedir. Şehir dışına çıkıldığı zaman ise tamamen kendine ait bir rota seyretmektedir. Bu rota üzerinde araçlara çok nadir denk gelirsiniz. Size tamamen yemyeşil ağaçların arasında, bazen parklardan, bazen ormanın içinden, bazen de yemyeşil çayırların arasından geçerek size eşsiz bir seyahat deneyimi sağlar.

Şehrin birçok yerinde bisiklet yolu, yaya yolu, taşıt yolu birbirinden ayrıdır ve herkes, kendi yoluna riayet etmektedir. Bisiklet yolunda bilinçli olarak yayaların yürümesine denk gelemezsiniz. Nitekim, yanlışlıkla yürüyen bir yayayı hemen uyarıyorlar. Ya da yolda giderken herhangi bir aracın sizi sıkıştırdığına da denk gelemezsiniz. Çünkü; bir kişinin arabası olması, o kişiye “üstünlük” sağlamaz. Dolayısıyla hiçbir sürücü; hiçbir şekilde bisiklet süren birini rahatsız edemez, yolda giderken sıkıştıramaz ve korna dahi çalamaz. Aksine, Almanya’daki sürücüler bisikletliyi korurlar ve yolda öncelik tanırlar.

*

Nitekim; Türkiye’deyken de bisiklet süren bir çifttik. Hatta, Türkiye’den ayrılmadan bir yıl önce (2016 yılında) Altunizade’den başlayıp Boğaziçi Köprüsü’nden geçerek Eminönü İskelesi’nde son bulan 52. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’na da katılmıştık. Bizim ülkemizde de bisiklet yolları var fakat; yeterli mi ve güvenli mi? Bana göre yeterli değil ve güvenli de değil. Bisiklet yollarında yayaların yürüdüğüne ve hatta sanki yeşil alan kalmamış gibi bisiklet yolunda mangal yapan insanlara dahi denk gelmiştik. Yolun, bisiklet sürenler için olduğunu söylediğimizde de “sana mı soracağım” diyerek haksız olduğu halde üste çıkmaya çalışan çok insana denk gelmiştik.

Buna ek olarak – yine ülkemizde – yolda bisiklet sürerken bize yol hakkı tanımayana, sıkıştırana, yol sadece kendisine aitmiş gibi davranana, korna çalana da çok denk geldik. Ülkemizde de bisikletliler için kurallar var. Ama bu kuralları uygulayan bilinçli bir toplum değiliz maalesef. Yaya geçidinde yayalara öncelik vermek, çok basit bir kuraldır. Buna rağmen, bu kurala uymayan o kadar çok insan varken üstelik…

Bir Bisikletlinin Gözünden Almanya – Almanya’daki Bisiklet Rotaları

Bizim daha önce toplu taşıma ile gittiğimiz yerlere, şimdi bisikletle gitmeye başladın. Bu sayede çok güzel yerler keşfettik. Keşfetmeye de devam ediyoruz… Bu yollar üzerinde kamp yerleri, restoran veya kafe var. Bisikletle keşfetmeyi bekleyen birçok seyahat rotası ve birçok bisiklet yolu bulunmaktadır. Bunlardan ilki Main Nehri boyunca 600 kmlik bir bisiklet rotası bulunmaktadır. Buna “Main Bisiklet Yolu” denilmektedir. Mainz şehrinden başlayarak Frankfurt, Hanau, Würzburg, Bamberg, Kulmbach’ı kapsayan bir yol. Bunun haricinde keşfetmek istediğimiz daha birçok yer var. İşaretlediğimiz yerler arasında örneğin Bavyera ormanları, Ruhr bölgesi bulunmaktadır. Bir diğer rotamız ise Almanya ile Danimarka sınırında bulunan Flensburg şehridir. Bu şehirden (Kuzey’den) başlayıp Lübeck, Hamburg, Bremen, Münster üzerinden Güney’e doğru Frankfurt’a gelmek… Buna “Pilger Rotası (D-7)” da denilmektedir (bu planlarımızı gerçekleştirdiğimizde de sizlerle paylaşacağım). Diğer rotalar ise şu şekildedir:

  • Kuzey Denizi Rotası (D-1)
  • Baltık Denizi Rotası (D-2)
  • Avrupa Rotası (D-3)
  • Mitteland Rotası (D-4)
  • Tuna Rotası (D-6)
  • Ren Rotası (D-8)
  • Weser Rotası (D-9)
  • Elbe Bisiklet Rotası (D-10)
  • Baltık Denizi – Yukarı Bavyera Rotası (D-11)
  • Oder – Niesse Bisiklet Rotası (D-12)

Almanya’da Bisiklet Sürme Kuralları

Tabii, her şeyin kuralı olduğu gibi Almanya’da bisiklet sürebilmenin de kuralları vardır. Almanya’da bisiklet sürücüleri için oluşturulan ve dikkat edilmesi gereken kurallar şöyledir:

  • Bisikletinizde reflektör, ön ve arka far, fren ve zil bulunmalıdır.
  • Güvenliği arttırmak için bir kask takmayı öneriyorlar. Ancak, kask bisiklet kullananlar için zorunlu değildir. Dolayısıyla, siz veya çocuklarınız bisiklet kullanırken kask takmazsanız kuralları çiğnemiş olmazsınız.
  • Alkollüyseniz (1,6 promil veya daha fazla) ya da kanınızda daha az alkol varsa ve bisikletinizi düzgün bir şekilde kullanamıyorsanız para cezası ödersiniz.
  • Mevcut olan her yerde bisiklet şeridini kullanmalısınız. Her zaman yolun sağ tarafında gitmelisiniz. Sadece 10 yaşın altındaki çocukların kaldırımdan gidebiliyor.
  • Küçük çocukları bisikletle taşımak mümkün. Ancak bunun için bir koltuk kullanmak gerekiyor. Alternatif olarak, bisikletin arkasına takılmış bir römork da kullanabilirsiniz.
  • Eğer arkadaşlarınızla birlikte bisiklet sürüyorsanız, art arda gitmelisiniz. Yan yana kullanmanız yasaktır.
  • Bisiklet sürerken asla cep telefonunuzu kullanmayın. Önemli bir telefon görüşmesi yapmanız gerekiyorsa, bunu durup bisikletinizden indikten sonra yapın.
  • Bisiklet kullanırken çevredeki araçlara tutunmak yasaktır.
  • Hava kararır kararmaz ışıklarınızı kullanmaya başlamalısınız.

Yukarıdaki bu kurallar haricinde Almanya’da çocuklar, ilkokuldayken bisiklet ehliyeti almak için bir sınava girer. Polis, çocuklara trafikteki en önemli kuralları öğretir. Çocuklar, çok erken yaşta bisiklet kullanmayı öğrendiğinden genellikle kurallara uymakta da zorluk yaşamıyorlar. Bisiklet sürmek; karbon salınımını azalttığından dolayı doğa dostudur. Beden ve ruh sağlığına faydalı olmasının yanı sıra ekonomiktir. İnsana az eşyayla yaşamayı, yani minimal yaşamayı öğretir. Dolayısıyla, Almanya’da çocuklar, küçük yaştan itibaren bunları da öğrenerek yetişirler.

Sonuç

Almanya, ekonomisinin çoğu otomobil üretimine dayalı bir ülke. Buna rağmen ülkede bisiklet kullanımının böylesine desteklenmesi, tezat gibi görünse de, toplumun çevreye olan duyarlılığının kanıtıdır. Her yönüyle tamamen oturmuş, toplum tarafından yadırganmayan, bisiklet sürene saygı duyan toplum içinde yaşamak; bizim gibi bisiklet sevenler için bir mutluluk sebebi. Ülkemde bisiklet, çocuklar için sadece bir karne hediyesinden ibaretken Avrupa’daki insanlar için bir yaşam tarzıdır. Bu bilincin kendi ülkeme de sirayet etmesini çok isterdim. Bizler, bunu görebilecek miyiz acaba?

Sevgilerimle,

Pınar Kaya