balikci-ve-oglu
Kitap Tavsiyelerim

Balıkçı ve Oğlu

Keşke insanlar da yunuslar kadar iyi olsaydı…

Diye sesleniyor bize sevgili Zülfü Livaneli, “Balıkçı ve Oğlu” isimli yeni çıkan kitabında. Ben de sizlere bu muhteşem kitabı tanıtmak istiyorum. Öyle bir kitap ki; okuduktan sonra bitmesine üzüldüm ve hâlâ daha etkisinden kurtulamadım; hikâye beynimde devam ediyor. Gelin, birlikte biraz kitaba dair yolculuğa çıkalım…

Balıkçı ve Oğlu – Konusu

Balıkçı ve Oğlu”, Ege sahillerinde balıkçılık yaparak geçimini sağlayan Mustafa ile Mesude’nin başından geçen hazin bir hikâyeyi konu alıyor. Deniz; olanca hırçınlığı, sakinliği, kucaklayıcılığı, bereketi, küskünlüğü, çılgınlığı ile okuyucuyu da içine alıp götürüyor uzaklara… Kendinizi birden Mustafa’nın balıkçı teknesinde buluyorsunuz. Ege’nin harika ötesi doğası sizi kucaklamış, mavi sularında gün doğumuna şahit olup Mustafa ile ağı topluyorsunuz. Mustafa’nın yunusları ile tanışıp onlar da size selam veriyorlar… Denizin güzelliği ile birlikte karada kendisini bekleyen Mustafa’nın eşi Mesude, köydeki insanlarla ve çevresiyle tanışıyorsunuz. Onların da hayatlarına şahit oluyorsunuz. Mustafa ile Mesude’nin sevdalarını, acılarını, kayıplarını, kavgalarını, hüzünlerini, sevinçlerini de birlikte yaşıyorsunuz.

Kitapta “Deniz” ismini verdikleri yavrularını geçimini sağladıkları denizin alıp götürmesiyle hayatları alt üst olan Mustafa ve Mesude’nin hiç ummadıkları anda hayatları değişiyor. Türkiye’nin diğer yüzünü de görebilecekleri, vicdanlarını sorgulayacakları bir döneme eviriliyor. “Balıkçı ve Oğlu”, Mustafa ile Mesude’nin başından geçen olayların yanı sıra gözünü para hırsı bürümüş şirketlerin talanına da değiniyor. Toplum sorunlarına karşı sessiz kalmayan Zülfü Livaneli, 135 sayfalık bu kitabında buna çok güzel değinmiş.

Kitapta doğa katliamının yanı sıra, ana kadın karakter olan Mustafa’nın karısı Mesude haricinde iki kadın karakter daha var. Bu iki kadından biri Mesude’nin annesi, diğeri ise hayatları bir şekilde kesişecek olan Zilha. Toplamda bu üç kadın güçlü, tutarlı, kararlı bir portre çiziyor. Kadınları zayıf göstermeye ve aşağıya çekmeye çalışan günümüz toplumunda kadınların da güçlü bir birey olduğu unutulmuşken, Zülfü Livaneli ise kitapta bunu da profesyonelce harmanlamış.

Kadın ona baktı. Bakıştılar. Kadın kadını anladı, kadın kadını hissetti, kadın kadını sezdi.”

diyerek ortamdaki duyguyu yüreğinizin derinliğinde hissediyorsunuz.

Anlatımı zaten kusursuz… Bölüm geçişlerinde beyniniz, hikâyeyi devam ettiriyor ve o boşlukları dolduruyor. Aynı durum, kitabın sonunda da mevcut. Kitap bitse de siz, Ege sahilinde Mustafa ve Mesude’nin yeniden şekillenmiş hayatına görünmez bir misafir olarak katılıyor ve yaşamaya devam ediyorsunuz.

Sonuç

Balıkçı ve Oğlu”, Zülfü Livaneli’nin diğer tüm muhteşem eserleri gibi adeta bir başyapıt! Ben, bu kitabı çok ama çok sevdim. Kitap sonundaki minik söyleşi de çok güzel olmuş. Film sonrası filmin yönetmeni ile konuşmak gibi bir duyguydu. İyi ki; Zülfü Livaneli gibi kıymetli bir hazinemiz var! Yeni kitap arayışı içindeyseniz bu kitabı şiddetle tavsiye ederim.

Sevgiyle, kitapla, sağlıcakla kalın;

Pınar Kaya