almanyada-yangin-guvenligi-ve-denetim
Almanya,  Yurtdışı Deneyimlerimiz

Almanya’da Yangın Güvenliği ve Denetim

Herkese merhaba,

22 Ocak 2025 tarihinde hepimizi derinden etkileyen bir sabaha uyandık. Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında yine canımız yandı. “Yine” diyorum; çünkü yaşadığımız felaketlerden ders almıyoruz ve her seferinde daha fazla canımız yanıyor. Bu tür üzücü olaylar, yangın güvenliği önlemlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Türkiye’de meydana gelen bu otel yangını, yangın güvenliği ve denetimlerdeki eksiklikleri bir kez daha gözler önüne serdi. Bu yazıda, Almanya’da yangın güvenliği ve denetim sistemini inceleyerek, Türkiye’deki durumla karşılaştırmalı bir analiz yapmak istiyorum.

Almanya, yangın güvenliği ve afet yönetimi konusunda dünyada örnek gösterilen ülkelerden biridir. Sıkı denetimler, etkili yasal düzenlemeler ve toplumun bilinçlendirilmesi, bu başarının temelini oluşturur.

1. Almanya’da Yangın Güvenliği Mevzuatı

Almanya’da yangın güvenliği, federal ve eyalet düzeyinde sıkı yasalarla düzenlenmiştir. “Bauordnung (Yapı Yönetmeliği)” adı verilen yönetmelik, binaların yangına karşı dayanıklılığı, kaçış yolları, yangın alarm sistemleri ve yangın söndürme ekipmanları gibi konularda detaylı standartlar belirler. Bu yönetmelikler, hem yeni binaların inşasında hem de mevcut binaların renovasyonunda titizlikle uygulanır.

Almanya’da tüm kamuya açık binalarda (otel, restoran, alışveriş merkezleri vb.) yangın alarm sistemleri ve otomatik söndürme sistemleri zorunludur. Ayrıca, binalarda düzenli aralıklarla yangın tatbikatları yapılır. Binaların kaçış yolları ise yangın anında insanların güvenli bir şekilde tahliye edilmesini sağlayacak şekilde tasarlanır. Acil çıkışlar asla kilitli tutulmaz ve işaretlemeler net bir şekilde belirtilir.

2. Denetimler ve Yaptırımlar

Almanya’da yangın güvenliği denetimleri, yerel itfaiye birimleri ve yetkili kuruluşlar tarafından düzenli olarak yapılır. Denetimler sırasında yönetmeliklere uyulmadığı tespit edilirse, ağır yaptırımlar uygulanır. Ki; burada işleyen bir hukuk sisteminin olması da önem arz etmekte.

Belirli aralıklarla düzenli denetimler yapılır. Oteller, restoranlar ve diğer kamuya açık alanlar, yılda en az bir kez yangın güvenliği denetimine tabi tutulur. Denetimlerde, yangın alarm sistemleri, söndürme ekipmanları ve kaçış yolları kontrol edilir. Yönetmeliklere uymayan işletmeler, yüksek para cezalarına çarptırılır. Tekrarlayan ihlaller durumunda işletmelerin faaliyet izinleri iptal edilir. Ayrıca, yangın nedeniyle can kaybı yaşanması durumunda, sorumlu kişiler hukuki olarak cezalandırılır.

3. Toplumsal Bilinç ve Eğitim

Almanya’da yangın güvenliği sadece yasalarla değil, toplumsal bilinçle de desteklenir. Okullarda, iş yerlerinde ve kamu kurumlarında düzenli olarak yangın eğitimleri ve tatbikatları yapılır. İtfaiye ekipleri, vatandaşlara yangın anında nasıl davranmaları gerektiği konusunda eğitimler verir. Okullar ve iş yerleri, yılda en az iki kez yangın tatbikatı yapar. Bu tatbikatlar, insanların yangın anında paniğe kapılmadan hareket etmesini sağlar. Ki; bu eğitimler kolektif bir bilinç oluşturur. Örneğin çığlık çığlığa bağırmak yerine saniyelerin bile önemli olduğu olası bir tehlike anında doğru kararı verip doğru müdahaleyi yapmak gibi… Almanya’da itfaiye ekipleri sadece yangın söndürmekle kalmaz, aynı zamanda önleyici tedbirler alınması için de çalışır. İtfaiye, binaların yangına karşı güvenli hale getirilmesi için danışmanlık hizmeti de sunar.

4. Türkiye ile Karşılaştırma

Türkiye’de ise yangın güvenliği ve denetimler konusunda ciddi eksiklikler bulunmaktadır. Bolu’daki otel yangını, bu eksikliklerin trajik sonuçlarını bir kez daha gözler önüne serdi.

Türkiye’de yangın güvenliği denetimleri yetersiz olduğu gayet açık. Çünkü her felakette başka eksik yanlarımızı görüyoruz. Sıklıkla ihlaller göz ardı ediliyor ve kimse sorumluluk almıyor. Özellikle oteller ve diğer kamuya açık alanlar, yönetmeliklere uygun hale getirilmeden faaliyetlerine devam etmesine izin veriliyor.

En kötüsü de yönetmeliklere uymayan işletmeler genellikle cezalandırılmayacağını bilmek. Bu, öğrenilmiş çaresizlik toplumumuzun her hücresine yayılmış durumda. Yangın nedeniyle can kaybı yaşanması durumunda bile sorumlular hesap vermiyor ve bu kısır döngü devam ediyor. Türkiye’de yangın eğitimleri ve tatbikatları yeterince yaygın olmadığı için insanlar da yangın anında nasıl davranmaları gerektiği konusunda yeterli bilgiye sahip değildir.

Sonuç

Almanya’nın yangın güvenliği sistemi, sıkı denetimler, etkili yaptırımlar ve toplumsal bilinç sayesinde başarılı bir örnek oluşturuyor. Türkiye’de ise denetimlerin yetersizliği, yaptırımların uygulanmaması ve toplumsal bilinç eksikliği, yangın gibi afetlerde can kaybına neden oluyor. Bolu’daki yangın, bu eksikliklerin acı bir yansımasıdır. Türkiye’nin, sadece Almanya örneğinden değil geçmişteki felaketlerden de ders çıkararak gerek yangın güvenliği konusunda, gerekse de diğer afetler için köklü reformlar yapması gerekmektedir.

Başta hayatını kaybedenlerin aileleri olmak üzere tüm Türkiye’ye tekrar başsağlığı diliyorum. Yaralıların da en kısa sürede şifa bulmalarını temenni ediyorum. Üst üste çok fazla felaket yaşadık. Felaketlerin ülkemden uzak olduğu günler diliyorum. Bir sonraki yazımda buluşuncaya dek sağlıkla ve sevgiyle kalın.

Pınar Kaya

(Yazıdaki fotoğraf, bu web sitesinden alınmıştır.)

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir