Almanya,  Yurtdışı Deneyimlerimiz

Almanya’da Mağdur Olan Kadınların Hakları

Yeni bir aydan herkese merhaba;

Başlı başına “kadın” olmak, birçok ülkede zor; ama son yıllarda özellikle ülkemde “kadın” olmak daha da zorlaştı. Her geçen gün kadına yönelik şiddetin ve cinayetin arttığı ülkemizde genellikle mağdurların suçlu, gerçek suçluların ise ödüllendirildiği ve ceza almadığı bir ülke haline geldik. Hal böyleyken, mağdur olan kadınların korunma ve sığınma taleplerini birçok mecradan okuyoruz, izliyoruz. Bazen bu talepler karşılanmıyor veya karşılansa da çoğunlukla yetersiz kalıyor. Toplumumuzda aile içi şiddet artmışken ve birçok kadın gerek toplum baskısı, gerekse de ekonomik özgürlüğü olmayışından dolayı bu şiddete sessiz kalıyor. Birçok kadın – ne yazık ki – haklarını dahi bilmiyor. Buradan yola çıkarak bir önceki yazımda “Almanya’da Kadın Olmak” isimli yazı yazmıştım; bu ayki yazımda ise aile içi şiddete maruz kalıp da Almanya’da mağdur olan kadınların haklarının neler olduğunu anlatmak istiyorum.

*

Almanya’da aile içi şiddet sadece fiziksel, cinsel veya psikolojik olarak sınırlı değildir. Aynı zamanda hakaret, küfür, tehdit veya birini kontrol altına almak, biri tarafından takip edilip sürekli izlenmek gibi eylemler de aile içi şiddet sayılır. Almanya’da her türlü şiddetin cezası olduğu gibi aile içi şiddetin de cezası vardır; yani polise aile içi şiddet konusunda ulaşıldığı anda polis derhal harekete geçmek zorundadır. “Onlar, karı – koca; kendi içinde hallederler.” deyip de polis, insanları başından savmaya çalışmaz. Almanya’da mağdur olan kadın, şunu bilmeli ki; yalnız değil! Arkasında onu koruyacak olan yasaların olduğunu, suçlunun da ceza alacağını bilmeli.

Almanya’da Mağdur Olan Kadınların Hakları – Nereden Yardım Alınır?

Almanya’da ise her dilde şiddet mağduru kadınlar, yeterli düzeyde Almanca bilmeseler dahi, her dilde yardım alabilirler. Bir önceki ay, “Almanya’da Kadın Olmak” isimli yazımda ulaşılabilecek numaralardan bahsetmiştim ve aile içi şiddete maruz kalan kadınlar için de geçerli. Tekrar hatırlatmakta fayda var.

  • Öncelikle 110 no.lu hattan polise ulaşabilirler.
  • Kadına Yönelik Şiddet Örgütü” ‘ne 08000 116 016 no.lu hattan ulaşabilirler.
  • Opfervereins Weisser Ring” isimli merkeze 116 006 no.lu hattan ulaşabilirler. Avukat ihtiyacı olduğu takdirde maddi imkânı yetersiz olan kadınlar bu merkeze ulaştığında avukatla gerçekleşecek ilk oturum ücretsizdir. Ayrıca bu merkez yardımıyla mahkemede yardımcı olacak avukat için başvuruda bulunabilirler ve mahkemede de bu başvuru kabul edilirse avukat için de para ödemek zorunda kalmazlar.
  •  www.frauen-gegen-gewalt.de ve frauenhauskoordinierung.de adresleri üzerinden ikamet edilen şehre göre danışma merkezi ayarlayabilirler. Hemen hemen her dilde hizmet verdiklerini belirtmektedirler.
  • Bütün bunlar haricinde “Kadın Sığınma Evi” olarak bilinen evlere de ulaşabilirler.

Almanya’da Mağdur Olan Kadınların Hakları – Cezai Yaptırım Süreci

Ülkemizde şiddet mağduru birçok kadın ilgili makamlara başvurduğunda çoğunlukla eli boş dönüyor. Suçlu, herhangi bir ceza almayabiliyor. Hatta bununla ilgili sosyal medyaya, haberlere yansıyan bir görüntüye denk gelmiştim geçenlerde. İnsan diyemeyeceğim bir varlık – hangi tür olduğunu henüz biyologlar keşfedemedi – karısına fiziksel şiddet uygularken “3-5 yıl yatar çıkarım, ne ki yani” diye utanmadan söyleyebiliyor ve bunu da bir ceza olarak görmüyor zaten. Aslında bu, yöneticilerin bir ayıbı olmalı. Büyüklerimizin bir lafı vardır; “Söyleyene değil, söyletene bak” diye… Ülkemizde yeterli yaptırımlar olmaması, şiddeti körüklediğini düşünüyorum.

Almanya’da komiser, çiftleri barıştırıp eve yollamaz. Çünkü şiddet, kişisel haklara her türlü müdahale, Almanya’da büyük suçlardan biridir. Dolayısıyla cezai yaptırımların olduğunu artık biliyoruz. Peki, bu süreç nasıl işliyor? Bunun için birçok dilde olduğu gibi Türkçe olarak da bir şema hazırlanmış. Solda bu şemayı görebilirsiniz. Almanya’da bir kadın mağduriyet yaşarsa soldaki örnek akış şemasında da gördüğünüz üzere bu süreç, sıkı sıkı takip ediliyor ve sonuç illaki bir karara bağlanıyor. Ne kadın mağdur edilip sahipsiz bırakılıyor, ne de suçlunun yanına kar kalıyor.

Peki, ya çocuklar?

Aile içi şiddete maruz kalan kadınların eğer çocukları varsa bu durumdan etkilenen, sadece kadın değil; çocuklar da oluyor. Böyle bir aileden yaşayan çocuklar da yardıma ihtiyaç duyar. Bu çocuklar için de yardım merkezleri bulunmaktadır. 0800 111 0333 no.lu hattan Çocuk ve Gençlik yardım hattını arayabilirler. Bu merkez, Pazartesi ve Cumartesi günleri 14:00 – 20:00 saatleri arasında hizmet vermektedir. Fakat bu merkez haricinde gün boyu hizmet veren merkez de vardır. 0800 111 0111 ya da 0800 111 0222 numaradan gün boyu hizmet veren Telefonseelsorge ile iletişime geçerek ücretsiz ve anonim olarak hizmet alabilirler. Ayrıca www.youth-life-line.de adresinden danışmanlık alabilirler.

Sonuç

Tüm bu süreçten gördüğümüz üzere Almanya’da hukukun üstünlüğü var. Bu da insanların yaşadığı ülkede kendini güvende hissetmesini sağlar. Çünkü bu, her insanın en temel hakkıdır. Aklıma nedense hep Şeyh Edebali geliyor. Osmanlı nidaları atanların Şeyh Edebali’nin o ünlü sözünü unuttuğunu görmek, açıkçası çelişki yaratıyor. Şeyh Edebali, Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında yaşamış bir İslam ilahiyatçısı, din bilgini; aynı zamanda da Osman Gazi’nin kayınbabası ve hocasıdır. Ne demiş, bu değerli büyüğümüz: “İnsanı yaşat ki; devlet yaşasın!” Kendi kültürümüze ait bu sözü toplum olarak unuttuğumuz aşikârken Almanya ve gelişmiş birçok ülkenin bu sözü kendilerine ilke edinmeleri… Yorumu size bırakıyorum! Görüş ve önerilerinizi bana yazabilirsiniz.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere…

Sevgiler,

Pınar Kaya