Colmar
Herkese merhaba;
Çoğu kişi, dünyanın en tanınan anıtlarından biri olan Amerika’daki Özgürlük Heykeli’ni bilir. Sağ elinde bir meşale ve sol elinde de bir kitabe tutmasıyla zihnimize kazınmıştır. Başındaki taçta yedi adet sivri uç vardır ve bu yedi uç, yedi kıtayı sembolize eder. Ama pek az kişi, bu heykelin Fransa ile bağlantısını bilir.
Yüzümüzü Amerika’dan Avrupa’ya döndürüp Fransa’nın Almanya sınırına yakın Colmar şehrine gidiyoruz. Colmar‘a gidenler, şehrin Kuzey girişinde Amerika’daki Özgürlük Heykeli’nin küçük bir kopyası ile karşılanırlar. Amerika’daki orijinal heykel, ABD’nin yüzüncü yılı nedeniyle Fransa tarafından hediye edilmiştir.
Peki, neden Colmar?
Özgürlük Heykeli, şehrin en önemli sanatçısı olan Auguste Bartholdi tarafından yapılmıştır. Auguste Bartholdi ise 1834 yılında Colmar‘da doğmuştur. Colmar halkı, Auguste Bartholdi’ye büyük bir minnet duymaktadır. Sanatçıyı hatırlamak amacıyla bu ünlü eserini Colmar şehrinde de yaşatmaya devam etmektedirler. Ben de Fransa’nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan bu güzel şehri size anlatmak isterim.
Colmar, Fransa’nın Alsas (Alsace) Bölgesi’nde bulunur. Burası Fransa’nın diğer şehirlerine göre daha kurak bir şehirdir ve güneşli bir mikro iklime sahip şehirdir. Bu iklimi de Alsace şaraplarının üretimi için ideal bir ortam yaratmaktadır. Bu yüzden Colmar, Alsace şaraplarının ana vatanı olarak da bilinir. Geçmiş tarihinde bu bölge sürekli Fransa ve Almanya arasında el değiştirmiştir. En son 1945 yılında Almanya ile Fransa arasında yapılan anlaşma ile tekrar Fransa’ya geçmiştir. Dolayısıyla hem Almanya’ya, hem de Fransa’ya ait birbirinden farklı tarihî doku görebileceğiniz etkileyici bir yer.
Colmar‘ın her bir köşesi, insanı farklı sürprizlerle karşılıyor. Orta çağ büyüsünü iliklerinize kadar hissedebileceğiniz bir şehir. Her sokakta farklı renkte boyanmış ve süslenmiş Rönesans binalarıyla sanki bir masalın parçasıymış gibi hissediyor insan kendini. Biz, bu şehri dolaşırken belli bir rota izlemedik. Sokakların arasında kaybolarak şehri keşfetmeyi tercih ettik. Böylece Colmar’ın belirli yerleri haricinde farklı yerleri de görme şansımız oldu.
Colmar‘da Erken Gotik Mimari’ye sahip birden fazla kilise ve çeşme bulunmaktadır. Hepsi de görülmeye değer. Aynı zamanda müzeleriyle ve sembol haline gelmiş binalarıyla görülecek çok fazla şey var. Bu şehirdeki en önemli müze, eskiden manastır olan Unterlinden Müzesi’dir. Burada Monet, Renoir, Pisarro gibi sevdiğim sanatçılara ait tablolar bulunmaktadır.
Müzenin bir diğer özelliği ise Alman dini ressam Matthias Grünewald’ın şaheseri olan 16. yüzyıldan kalma Isenheim Altarpiece’e ev sahipliği yapmasıdır. Bizim gittiğimiz gün – 18 Mayıs 2023 – resmî tatil olması sebebiyle Unterlinden Müzesi kapalıydı ve içine girme şansımız olmadı. Müzenin önünden buruk bir şekilde ve içimde ukde kalarak geçtim. Sadece bu müzeyi dolaşmak için ayrıca plan yapacağız.
Colmar, tarihî mekânları haricinde lezzetleri ile hem göze, hem de mideye hitap eden güzel bir yerdir. Birbirinden güzel kafeleri ve restoranları ile hem birbirinden lezzetli tatlı çeşitlerini, hem de birbirinden lezzetli Fransız yemeklerini deneyimleyebilirsiniz. Hepsi birbirinden kaliteli ve leziz. Almanya’ya yakın olduğu için Alman yemeklerini de bu şehirde bulmanız mümkün. Ayrıca Fransızca haricinde Almanca da konuşan çok tatlı ve sıcakkanlı insanlarla dolu bir şehir. Mutlaka gezilmesi ve görülmesi gereken, tavsiye ettiğimiz rotalardan biridir. Bir sonraki yazımda buluşuncaya dek sağlıcakla kalın.
Pınar Kaya